16 Eylül 2007 Pazar

Vejetaryen Beslenme

Hayat tarzı olarak vejetaryen beslenme
Vejetaryen beslenme genel olarak et yememek olarak bilinse de kendi içinde bir çok çeşide ayrılır


Nedir?



Vejetaryen beslenme genel olarak et yememek olarak bilinse de kendi içinde bir çok çeşide ayrılır. Veganlar hayvansal hiç bir gıdayı yemezler, bunlara süt, peynir ve bal gibi gıdalar da dahildir. Lakto-, ovo-, lakto-ovo vejetaryenlerin yiyecek grupları Latince kelimelerden anlaşılır. Lakto süt, ovo ise yumurta demektir. Lakto vejetaryenler süt ürünleri, ovo vejetaryenler yumurta, lakto-ovo vejetaryenler ise süt ürünleri ve yumurtayı birlikte tüketebilirler.



Makrobiotik beslenme Çin tedavi yöntemleri ile aynı felsefeyi paylaşır. Makrobiotik olarak beslenen insanlar işlenmemiş yiyecekleri tüketir ki bunlara un ve tatlandırıcılar da dahildir. Diğer bir vejetaryen sınıfı fruteryen olarak adlandırılır. Bu kişiler sadece bitkisel kaynaklı, bitkiye zarar vermeden elde edilmiş ürünleri yerler. Bu çeşit beslenmede yenebilecek ürünlere bir kaç örnek meyve, kuruyemişler ve çekirdeklerdir. Bunlara ek olarak zaman zaman vejetaryen beslenmeyi seçenler de vardır. Gittikçe artan vejetaryen yanlısı sağlık haberlerinin bu gelişmede büyük payı olduğu kaçınılmaz.



Hayat tarzı olarak vejetaryen beslenme:



Eğer vejetaryen olmak istiyorsanız ve çeşidine karar veremiyorsanız, neden vejetaryenliği çekici bulduğunuza karar vermeniz gerekir. Her yeni vejetaryen motivasyonlarını düşünüp hayat tarzına en uygun düşeni seçmeye dikkat etmelidir.


Vejetaryen beslenmede en önemli problem alınan protein miktarında azalma olarak dile getirilir. Hayvansal gıdalardaki proteinler tam proteinler olarak adlandırırlar ve insan vücudu için gerekli olan bütün amino asitleri içerirler. Bitkisel proteinler ise gerekli olan amino asitlerin hepsini içermezler. Bu yüzden bir kaç bitkisel gıdanın birleşimiyle gerekli protein bütünlüğü sağlanır. Bu tür birleşimin klasik örneği arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllar mercimek, fasulye ve bezelye gibi baklagillerle eşleştirilir ve böylece tam protein elde edilmiş olur.

Devamını okuyun >>>

Diyabetik Beslenme

Diyabet hastalığı karbonhidrat metabolizmasındaki aksaklıktan ortaya çıkmaktadır.
Vücuda alınan besinlerin kırılıp vücudun ana enerji kaynağı olan glikoza çevrilmesi gerekmektedir.


Glikozun, hücrelere nüfuz edebilmesi için pankreastaki beta hücrelerinin salgıladığı insülin hormonuna ihtiyacı vardır. Diyabet hastalarının pankreasları ya çok az insülin salgılar ya da hiç salgılamaz veya vücut, salgılanan insüline tepki vermez ve glikoz kanda kalır, hücrelere aktarılamaz. Hücrelere aktarılamayan bu glikozun kanda dolaşımı kalp, göz, böbrek ve sinir hastalıklarına yol açabilir.

Diyabet hastalarının beslenmesi aslında düşünülenin aksine hiç de o kadar zor değildir. Yapmaları gereken hepimizin yapması gerekenden çok da farklı değildir; kendilerine dikkat etmek.

Diyabet hastalığının tedavisinde dikkat edilmesi gereken belli başlı dört husus vardır. Zaten bunlar sağlıklı bir yaşam için herkesin göz önünde bulundurması gereken hususlardır.

1) İdeal vücut kilosunun korunması:

Büyükten küçüğe, kadın erkek herkesin dikkat etmesi gereken genel geçer sağlık kuramı.

2) Diyabetik bir diyet uygulamak:

Doğru diyeti uygulamak, diyabet hastaları için çok önemlidir. Hastaların uygulayacakları diyet kişiye göre değişebilir. Diyetin yapısını değiştirebilecek hususlar kişinin yaşı, cinsiyeti, fiziksel ve zihinsel aktivite miktarı, mevcut kilosu ve vücut yapısı olarak sıralanabilir. Genelde vücuda alınan karbonhidrat miktarı %50 civarında olmalıdır. Diyabet hastalarının aldıkları karbonhidrat miktarına dikkat etmeleri gerekir çünkü vücuda alınacak karbonhidratlar kandaki şeker miktarıyla doğru orantılıdır. Alınan karbonhidrat ne kadar düşük olursa kandaki şeker miktarı da o kadar düşük olacaktır.

Diyabet hastaları arzu ettikleri zaman istedikleri kadar soda, çay, kahve ve light veya şekersiz içeceklerden içebilirler. Şeker yerine tatlandırıcı kullanılmış şekerlerden yiyip, şekersiz veya tatlandırıcılı sakız çiğneyebilirler.

3) Düzenli egzersiz:

Düzenli egzersiz yapmak, günün belli saatlerini kendimize ayırıp formumuzu korumamız, zihinsel ve bedensel dinginliğimiz için çok önemlidir. Bu kural diyabet hastaları için de geçerlidir.

4) Gerek duyulduğunda insülin tedavisi:

Bazı diyabet hastalarının insülin tedavisine de ihtiyaçları vardır ama bu tüm diyabet hastaları için gerekli değildir. İnsülin direkt deri altına enjekte edilir; hap şeklinde alınması mümkün değildir; çünkü midedeki sindirim enzimleri vücuda alımı gerçekleşmeden insülini parçalar.

Devamını okuyun >>>

Çalışırken Beslenme

Güne enerjik başlayın!
Kahvaltı gün içinde alınan öğünler içinde en önemlisidir. Kahvaltıyı ne olursa olsun atlamayın. Gün içinde kendinizi iyi hissetmeniz sadece yediklerinize değil ne kadar hareketli olduğunuza da bağlıdır. Ofis içinde hareket etmeyi unutmayın.


Güne enerjik başlayın:

İşe çok mu geç kaldınız? Bir kase mısır gevreği hazırlamak ne kadar vaktinizi alacaktır? Ya da diyelim ki sabah kahvaltı hazırlamaya vaktiniz olmuyor, ne yapabilirsiniz? Kahvaltı sofrasını akşam yatmadan hazırlayın, veya hiç olmadı akşamdan haşladığınız yumurtaları dolaba atıp, sabah afiyetle yemeyi deneyin.

Öğlen ne yemeli?

Porsiyonları küçük tutmaya özen gösterin. İşyerinizde zaten belli bir yemek çıkıyorsa fazla alternatifiniz olmayacaktır. Ama dışarıda öğle yemeği imkanınız varsa leziz bir salata sizi kendinize getirecektir. Daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyorsanız, ızgara et veya tavuk yiyebilirsiniz. Formunuza dikkat ediyorsanız ve canınız tatlı yemek istiyorsa, kesinlikle salata tercih etmelisiniz. Böylece kendinizi tatlıyla şımartmak için bir fırsat yaratmış olacaksınız!

Ara öğünleri abartmamakta fayda var:

Çok mu bir şey yemek istiyorsunuz? Yanınızda acil durumlar için meyve bulundurun. Salatalıklar ve küçük domatesler de imdadınıza yetişecektir. Yok “Benim canım abur cubur yemek istiyor, şöyle bir kek ya da tuzlu çubuk yiyeyim” diyorsanız; Ülker Mavi-Yeşil Light ürünleri size zaten bu fırsatı tanıyor!

Bu arada, gün içinde bol bol su içmeyi ihmal etmeyin, bir şeyler yemek istediğinizi sandığınız an aslında vücudunuzun suya ihtiyaç duyduğu an olabilir.

Gün boyu enerjinizi korumanız için birkaç öneri:

Hareket edin, günde en az yarım saat yürüyüş yapın, düzenli yürüyüşlerin sizi nasıl daha dinamik hale getirdiğine siz de şaşıracaksınız.

Gözlerinizi dinlendirin. Bunun için gözlerinizi kapatmanıza da gerek yok. Bilgisayarda çalışıyorsanız, bir süre kendinize izin verin, bir iş arkadaşınızla sohbet edin ya da kısa bir telefon görüşmesi yapın; size pozitif enerji verecek bir arkadaşınızı arayın.

Oturmaktan yorulan bedeninizi esnetin. Bedeninizi oturduğunuz yerde öne doğru eğebilir ya da ayakta sağa sola esneyebilirsiniz. O an kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz!

Devamını okuyun >>>

Menopozda Beslenme

Yeni bir başlangıç
Menopoz süresince vücut daha duyarlı bir hale geldiği için, bu dönemde ne yediğimize ve spor yapmaya daha fazla özen göstermeliyiz.


Menopoz hayatımızda açılan yeni bir sayfa; hayatın getirdiği yeniliklerle başa çıkabilmek için artık daha çok deneyime sahip olduğumuz bir dönem. Hayatla ilgili bilmemiz gereken her şeyi artık az çok bildiğimiz, kendimize olan güvenimizi tam olarak elde ettiğimiz, vücudumuzu, ruhumuzu daha iyi tanıdığımız bir dönem.

Nelere dikkat etmeliyiz?

Daha fazla kalsiyum, yeterli miktarda egzersiz... Aslında doğru beslenme ve düzenli egzersiz hayatın her aşamasında önemlidir, ancak menopoz süresince vücut daha duyarlı bir hale geldiği için, bu dönemde ne yediğimize ve yaptığımız sporlara daha fazla özen göstermeliyiz.

Kalsiyum miktarı yüksek olan besinler nelerdir? Süt, yoğurt, peynir ve diğer süt ürünleri, istiridye, sardalye ve somon balığı ve koyu yeşil, lifli sebzeler, ıspanak ve brokoli.

Yağ ve kolesterol oranı düşük gıdalar almaya özen gösterin; yağlar karbonhidrat ve proteinlere göre daha fazla kalori içerir. Günlük diyetinizde aldığınız yağ oranı diğer besin bileşenlerine göre %30’un altında olmalıdır.

Soya Mucizesi:
Menopoz sonrası kadınlarda kalp hastalığına yakalanma riski artar. İşte soya proteini burada devreye girer; çünkü soya proteininin kolesterolü düşürdüğü kanıtlanmış bir gerçektir. Soya ürünleri sağlıklı beslenme açısından büyük önem taşır. Besin değerleri içerdikleri protein, antioksidan ve kalsiyum açısından zengin olduğu için, vücuda çok yararlıdır. Soya ürünleri, kolesterolün düşürülmesinde, kemik yapısının güçlendirilmesinde ve sıcak ataklarının azalmasında etkilidir.

Devamını okuyun >>>

Hamilelikte Beslenme

Hamilelikte düzenli ve dengeli beslenme anne ile bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır. Anne adayının hamileliği süresince fast food, dondurulmuş hazır yiyecekler, gazlı içecekler ve hazır eriştelerin tüketiminden kaçınması gerekir.


Hamilelikte Neler Yiyebiliriz?

Soya sütü: Tercihe göre çikolatalı, sade ya da vanilyalı olabilir. Bir kutu küçük soya sütünü her zaman çantanızda bulundurun. Böylelikle hamilelik sırasında ihtiyacınız olan günlük kalsiyum ve D vitamini ihtiyacınızı kolaylıkla karşılayabilirsiniz.

Bir avuç kuru üzüm: Atıştırma ihtiyacınızı da giderecek kuru üzüm, günlük almanız gereken demirin dörtte birini ve protein miktarının da bir kısmını karşılar.

Yoğurt: Kaçınılmaz, hafif, doyurucu...Günlük kalsiyum ihtiyacınızın %25’ini karşılayan bu lezzetli süt ürünü; protein, çeşitli vitamin ve mineraller açısından da besleyicidir.

Hazırlanması kolay tahıl gevrekleri: Hazırları da bulunan müslileri yulaf ezmesi, kuru meyveler ve badem kullanarak kendiniz de hazırlayabilirsiniz.

İyice yıkanmış salata: Dışarıda olduğunuz zamanlarda kafe ve restoranların birbirinden lezzetli salatalarıyla kendinizi ve büyümekte olan bebeğinizi şımartın.

Havuç dilimleri: İnce ince doğrayacağınız havuçları, limonlu sos eşliğinde veya yoğurtla günün her vaktinde yiyebilirsiniz. Karnıbahar, brokoli ve ıspanak gibi sebzeleri akşam yemeğine saklayın.

Az yağlı dil peyniri: Yağ oranı düşük, aynı zamanda lezzetli ve besleyici...

Portakal suyu: Günlük C vitamini ihtiyacınızın yarısını bol bol portakal suyu içerek karşılamış olursunuz. Aynı zamanda kalsiyum ihtiyacınızın da %15’i portakal suyuyla karşılanmaktadır.

Mısır gevrekleri: Ama bunların şeker kaplı olanlarından kaçının, doğal olanlarını tercih edin. İçinizin ezildiğini hissettiğiniz anlar için, bir dakika içinde hazırlayıp tadını çıkarabilirsiniz.

Az yağlı peynir çeşitleri: Günlük protein ve kalsiyum ihtiyacınızı karşıladığınızdan emin olun.

Kaçınılması Gereken Yiyecekler:

Marketlerde satılan hazır erişteler: Yağ ve tuz oranları yüksek olduğu için kaçının.

Gazlı İçecekler: Midenizi kalorisiz sıvılarla doldurduğunuzda, besleyici içeceklere yer kalmayacaktır. Bunun yerine az yağlı süt ve meyve suyu içmeyi tercih edin.

Hazır yiyecekler: Bu yiyeceklerin fast food’dan daha iyi olduğu kesin ama içerdikleri koruyucu maddeler yüzünden kaçınılması gerekenler arasında.

Dondurulmuş hazır yiyecekler: Bunlarda yağ ve tuz oranı çok yüksektir. Bunun yerine fırına atacağınız bir patatesi, eritilmiş peynir eşliğinde yiyebilirsiniz.

Göbek salata: Canınız salata çektiğinde daha besleyici olan marulu tercih edin.

Devamını okuyun >>>

Gençlikte Beslenme

Gençlikte beslenme, çocukluktakinden farklılıklar gösterir.
Vücudun ihtiyacı olan enerjinin karşılanmasında, güne kahvaltıyla başlayıp, gün sonuna kadar düzenli olarak üç öğün beslenmek önemlidir.


Artık vücut yavaş yavaş gelişimini tamamlamaya başlamaktadır; bu gelişimi desteklemek için de ekstra besin takviyesine ihtiyaç duyulmaktadır. Genç kızlarda 10–11 yaşlarında başlayan ergenlik süreci, yoğun olarak 12 yaşında kendini gösterir ve süreç genelde 15 yaşında tamamlanır. Genç erkeklerde bu süreç biraz daha farklıdır; ergenlik sürecine 12–13 yaşlarında giren erkek çocukları, süreci en yoğun 14 yaşında hissederler ve bu süreç onlar için 19 yaşında tamamlanır.

Yaş ilerledikçe çocuklarda kalori ihtiyacını belirleyen yaş faktörüne bir yenisi eklenir; cinsiyet. Cinsiyet faktörü, genel olarak erkek çocukların kız çocuklara oranla daha fazla kaloriye ihtiyaç duyması şeklinde açıklanır. Bunların yanı sıra, gelişme döneminde gençlerin alması gereken kalori miktarını etkileyen faktörler arasında, gencin vücut ölçülerini ve fiziksel aktivitelerde harcadığı kalori miktarını da sayabiliriz.

Erkek Günlük ortalama kalori ihtiyacı
11-14 yaş 2500 kalori
15-18 yaş 3000 kalori

Kız Günlük ortalama kalori ihtiyacı
11-14 yaş 2200 kalori
15-18 yaş 2200 kalori

Ergen vücut bu yoğun gelişme sürecinden geçerken, ana besin gruplarının yanı sıra yeterli miktarda demir ve kalsiyuma da ihtiyaç duyacaktır. Kemiklerde gerekli miktarda kalsiyum stokunu sağlamak için, 9-18 yaş arası gençlerin kalsiyum içeren besinler tüketmesi teşvik edilmelidir. Süt ve süt ürünlerinin günde üç porsiyon alınması, gereken kalsiyum ihtiyacını sağlayacaktır. Süt ve süt ürünlerini tercih etmeyenler, kalsiyum ihtiyaçlarını yeşil sebzelerden, soya ürünlerinden ve diğer kalsiyum takviyeli yiyecek ve içeceklerden karşılayabilirler.

Vücudun ihtiyacı olan enerjinin karşılanmasında, güne kahvaltıyla başlayıp, gün sonuna kadar düzenli olarak üç öğün beslenmek önemlidir. Yapılan araştırmalar kahvaltının bilişsel ve fiziksel performans üzerinde ne denli etkili olduğunu göstermektedir. Kahvaltısını edip okula giden öğrencinin, kahvaltı etmeden okula giden bir diğer öğrenciye kıyasla okulda daha aktif olduğu, dersi daha iyi anladığı ve gün içerisinde katıldığı sportif ve diğer fiziksel aktivitelerde daha iyi performans sergilediği gözlenmiştir.

Gençlerin beslenme alışkanlıklarında ana öğünler kadar ara öğünler de yer tutmaktadır. Çocuklukta ara öğün ihtiyacı; bir oturuşta gereken oranda besin tüketilememesinden ve bir sonraki öğüne kadar tekrar acıkılmasından doğmaktadır. Gençlerde durum çocukluktakinden daha farklıdır. Hızla gelişmekte olan, aktif gençler çok fazla enerjiye ihtiyaç duyabilirler. Günlük enerji ihtiyaçlarını karşılamak için düzenli olarak aldıkları doyurucu öğünlerin yanında, öğün aralarında ekstra enerji alma ihtiyacı hissedebilirler.

Devamını okuyun >>>

Çocuklukta Beslenme

Çocukken kazandığımız alışkanlıklar, bizleri ilerleyen yıllarda yalnız bırakmaz.
Ailemizin bize küçük yaşlarda kazandırdığı alışkanlıklar, bizlere öğrettikleri doğrular, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, aklımızın bir köşesinde her zaman var olacaktır. Yemeğe oturmadan ellerimizi yıkarız, çünkü bu bize zamanında öğretilmiş doğru bir davranıştır. Tehlikeli durumlardan kaçınmaya çalışırız, gerektiğinde kendimizi savunuruz, çünkü bu da bize öğretilmiştir.


Soğuk havalarda kalın giyinir, sıcakladığımızda ise üzerimizdekileri çıkarırız. Uyku saatlerimizin belli bir düzeni vardır; erken kalkmak için erken yatmamız gerektiğini biliriz. Peki ya yemek yeme alışkanlıklarımız, bu konuda bize öğretilenler, olması gerekenler?

Çocukların beslenmesi, iki, üç yaşı geride bıraktıktan sonra, ailenin diğer üyelerinin beslenme davranışlarıyla paralel özellikler taşımaya başlar; gün içinde düzenli olarak alınan üç ana öğün ve iki ara öğündür olması gereken. Çocukların farklı besinlerle tanıştırılması, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının oluşturulması, bu yaşlarda başlar.

Nelerden kaçınmak faydalıdır bu süreçte? Yavaş yavaş biberon kullanımı azaltılmalı, hatta bırakılmalıdır. Çocuklara gereğinden fazla tatlı, meyve suyu, asitli içecekler, şeker ve cips verilmemelidir, çünkü bu yiyeceklerin besin değerleri düşüktür. Çocuklukta edinilen beslenme alışkanlıkları, ileride oluşacak hastalıkları da etkileyecektir. Doğru beslenme bizlere sağlıklı bir yaşamın kapılarını açacaktır. Çocuklukta kazanılan doğru beslenme alışkanlıkları, ileride fazla kilolu olmayı, kemiklerin zayıf olmasını ve zamanla ortaya çıkacak şeker hastalığını engelleyecektir.

Çocuklara doğru beslenme alışkanlıkları nasıl kazandırılabilir?

Peki çocuklarımıza doğru beslenme alışkanlığını nasıl kazandırabiliriz? Öncelikle onlara farklı besinleri sevdirmemiz gerekecektir. Tükettikleri besini fiziksel aktiviteyle dengelemelerini sağlamalıyız. Diyetlerinde çeşitli tahıl gruplarına yer vermeli, onları değişik sebze ve meyve çeşitleriyle tanıştırmalıyız. Yağ oranı yüksek yiyeceklerle beslenmelerini engellemeliyiz. Onlar için seçtiğimiz besinlerdeki şeker ve tuz oranının dengeli olmasına dikkat etmeliyiz. Ayrıca bedensel gelişimlerini tamamlamaları için aldıkları besinlerin kalsiyum ve demir oranlarının gereken miktarda olmasına özen göstermeliyiz.

Doğru örnek doğru sonuç

Dikkat etmemiz gereken bir diğer konu da çocuğumuza nasıl örnek olduğumuzdur. Ailenin diğer fertlerinin de doğru şekilde beslenmesi, çocuk üzerinde olumlu bir etki yaratacak, ve doğru beslenme alışkanlıklarını daha kolay kazanmasını sağlayacaktır. Farklı konularda, çocuğunuza onun yanında olduğunuzu hissettirdiğiniz gibi, beslenmeyle ilgili konularda da onu yalnız bırakmadığınızda sonuç; başarı olacaktır.

Kalori hesabı

Kalori hesabı yapmak dengeli beslenme için atılması gereken adımların başında gelir. Her ne kadar çocuklukta yapılacak kalori hesabı, ilerleyen yaşlarda yapılması gereken kalori hesabı kadar önemli olmasa da, bu değerlerin bilinmesinde fayda vardır. Çocuklar genelde gün içerisinde harcadıkları kaloriyle bu dengeyi sağlarlar ama yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda, tedbiri elden bırakmamak gerekir. Çocuklukta kalori cetveli çocuğun yaşına bağlı olarak değişir. Aşağıda çocukların yaşlarına göre alması gereken günlük kalori miktarını görebilirsiniz. Unutulmaması gereken bunun ortalama bir tablo olduğu ve çocuktan çocuğa farklılıklar gösterebileceğidir.

Yaş Günlük ortalama kalori ihtiyacı
0-5 ay 650 kalori
6-12 ay 850 kalori
1-3 yaş 1300 kalori
4-6 yaş 1800 kalori
7-10 yaş 2000 kalori

Devamını okuyun >>>